Artık Türk mobilyası zamanı!
Uzun yıllar boyunca mobilya üretimi konusunda uzmanlaşan ve çok büyük bir kapasiteye ulaşan ülkemizin, kendi mobilya tarzını aktif olarak ortaya çıkaramaması ve ticari akışın içine dahil edememesi sorununu ele aldı
Türk mobilyası
Geçmişten günümüze mimari tarihimizi incelediğimizde, maalesef mobilya hakkında çok bilgiye ulaşamıyoruz. Bunun farklı sebepleri de var elbette. Şehir yapılaşmasının tamamen hakim olmaması, köy ve kasaba hayatının da ekonomik sıkıntıları mobilyanın bir sanat zevki olmaktan ziyade, milletimizde ihtiyaçtan doğan eşya konumuna gelmesine sebep oldu. Bir başka sebepte Osmanlı döneminde mobilya ihtiyacının çoğunun gayri müslim ustalardan, İtalya, İngiltere gibi ülkelerdeki ustalardan ve tasarımcılardan karşılanmasıydı. Saray ve önemli yapılar için atölyeler kurulurken, bu girişimler bireysel kalmakla beraber, avrupa sanatından etkilenilmesi, Osmanlının son dönemlerinde batı kültürüne duyduğu ilgi ve yönelimle de birlikte, öz değerlerimizin oluşturduğu, bize ait motiflerle hayat bulan mobilya kültürü hayata geçirilemedi. Bu olay geleneksel bir mobilya kültürümüzün oluşmasını engellemekle birlikte, halihazırdaki birçok motif ve desenlerin Avrupa kaynaklı olmasına sebebiyet verdi.
Günümüze baktığımızda ise bu alışkanlık artarak devam ediyor. Son dönemde üretilen mobilyaların çoğu İtalya fuarından
ve benzer fuarlardan kopyalanarak sektörde yerini buluyor. Çok yetenekli ustalar olmasına rağmen, kendi fikirlerimizi, kültürel değerlerimizi, sanatımızı bu sektörde kullanmıyoruz veya kullanamıyoruz.
Modern mobilya tarzında Türk mobilyası çok da düşünülmese bile, avangard mobilya ve klasik mobilya tarzlarında Türk mobilya ekolünü oluşturmak çok da uzak değil. Ancak bunu yapacak, sektöre öncülük edecek bir firma şart. Develi mobilya olarak bu görevi üstlenmek firmamızın hedefi ve ülküsü olmuş vaziyette. 1989 yılından bu yana verdiğimiz büyük emek, sanata verdiğimiz değer, artık milletimizi de temsil edecek bir mobilya tarzının öncülüğünü yapacak gücü bizlere verdi. İtalyanların isaloni fuarında ürünlerini Türklerden saklayacak duruma gelmesi, maalesef mesleğimize bir hakaret olduğu gibi, mimar Sinan, Sedat Hakkı Eldem, Turgut Cansever gibi sayabileceğimiz yüzlerce sanatçı ve mimarı yetiştiren bu millete de bir hakarettir. Fikir üretmek, tasarlamak ne kadar zor da olsa, bunu bir amaca bağlayıp, vizyoner düşünce tarzı ile hareket eden firmalar için zevk veren çalışmaları ortaya çıkaracaktır.
İslam’ın bize kazandırdığı 100’lerce motif, halı dokumada Dünyaca ünlü halılarımız ve bunların tasarımlarında uygulanan motifler, ebru sanatımız, hat sanatımız, tezhip, çini gibi sanatlardan esinlenecek motifler ve modeller, Türk mobilya tarzı ve mimarisine büyük bir yön verebilir. Ayrıca tarihi özellik taşıyan şehirlerimiz, buralardan gelen binlerce hikaye, yaşanmışlık ve kültürümüzün farklı farklı değerleri bir maden gibi işlenmeyi bekleyen, ama hazıra konan, bunu kolay gören, kendine usta, sanatkar, mimar sıfatları koyan insanlar tarafından göz ardı edilen konuma düştü. Bu madeni iyi değerlendirip, günümüz şartlarına da entegre ederek, dünyada kabul görecek bir Türk mobilya kültürünü oluşturmak bizlerin elinde. Nasıl İtalyan mobilyası, İngiliz, Fransız mobilyası, hatta uzak doğu kültürlerinin bile kendine has mobilyaları varken, dünyanın en büyük kültürlerinden birinin de buna acilen ihtiyacı vardır. Develi mobilya olarak bu yolda ilerliyor ve çaba sarf ediyoruz. Aynı bilinci ve farkındalığı da sektörümüzdeki diğer firmalardan da bekliyoruz. Aynı zamanda mimarlık ve iç mimarlık eğitimi veren üniversitelerin bu amaç doğrultusunda bizlere destek vermesi ve bu farkındalığı oluşturma hususunda önemli varlıklarını kullanmaları da Türk mobilyası kavramını oluşturmakta büyük bir güç olacaktır.
Yazan: Necdet MASMAS